Canan Türkiye‘de feminist sanatçılar deyince akla gelen isimlerden bir tanesidir. Feminist akımın etkilerini düşünsel, görsel ve öncelikli olarak hayatının içinde uygulamaya koyan sanatçılardandır. Minyatür, fotoğraf, video, performans, heykel gibi çeşitli sanatsal ifadelerden yararlanarak yapıtlarını ortaya koyan Canan kendini aktivist bir sanatçı olarak da tanımlar. Günümüzde sanatın üretim biçimini ele aldığımızda disiplinler arası bir yaklaşım görüyoruz. Bu yaklaşımlardan birisi de tarih öncesi zamanlardan beri günümüze kadar devam eden, insanın gördüğü gerçekliği ifade etmesinin yanında hissettiği, kendi bilincinde yaşadığı gerçekliğin psikolojik boyutunu da ifade eden biçimler, renkler, formlardır. Canan‘ın sanat yaşamı boyunca ürettiği işler toplumsal meselelere dayanmakla birlikte İslamiyet öncesi Türkiye coğrafyasındaki kadın imajından günümüz Türkiye‘ sinde cinsiyet, cinsel istismar, aile içi şiddet, toplumsal rollerin getirdiği zorunluluklar gibi konulara da odaklanmaktadır. Kaf Dağı‘nın Ardında sergisiyle birlikte Canan kendi ile özdeşleşen bir kadın ve anne arketipi yaratmıştır. Toplumda var olan bir bireyin yaşam döngülerinin karşılıklarını izlediğimiz Kaf Dağı‘nın Ardında sergisi, analitik psikoloji teorisinin kurucusu Carl Gustav Jung‘un anne arketipi üzerinden değerlendirilmiştir. Bu inceleme ile anne imgesinin dönüşümlerini eserlerinde okuyabildiğimiz Canan‗ın çalışmalarının disiplinler arası olgulara dikkat çekeceği umulmaktadır.
Anahtar kelimeler: jung, arketip, anne arketipi, Canan, Kaf Dağı‘nın Ardında
PDF: Canan’ın “Kaf Dağı’nın Ardında” Sergisi ve Anne Arketipi Okuması