“İlk İmgeler” sergisi arketip kavramından yola çıkarak anne arketipi özelinde bir seri oluşturduğum heykel çalışmalarını kapsamaktadır. Arketipler aracılığıyla eril ve dişil kodların kolektif bilinçdışımızda gezinen imgelerini form ile ifade etmeye çalışırken başvurduğum ilk kaynak; bu imgelerin geri dönüşümünün en yakın yaşam alanı olduğunu düşündüğüm doğa oldu.
Düşünce ve formun birlikte üretildiği bu süreçte benim için hem en güvenli hem de en yabancı alan kendim olduğum gibi aynı zamanda doğa idi. Sergi üretim sürecinde, öncesinde ve sonrasında diyalog kurduğum izleyicilerden almış olduğum yorumlar beni soyut formların da insanların zihninde birtakım fikirler ve düşünceleri harekete geçirdiğine ikna ederek çalışmalarımı devam ettirmeme yüreklendirdi. Üretim sürecinde ve sonrasında içeriğinden bahsetmediğim halde arketiplerin yansımalarının, hikayeler ya da kelimelerle çağrışım şeklinde izleyicilerin zihninde belirmesi, herhangi bir alt metin, açıklama ya da konuşmaya gerek duymadan dile geliyor olması beni izini sürdüğüm temellerin doğru yollarında olduğum fikrine kaptırdı.
Psikolojide de geçen arketip kavramını araştırmaya başladığım sürecin bir ifadesi olduğunu düşündüğüm ‘’İlk İmgeler’’ sergisi disiplinler arası bir çalışmanın, sanatçı tarafından deneyimlenmesi şeklinde de yorumlanabilir.
Begüm Tekay