Mikrotopya

Bu organizasyon Tekay Art Studio’nun fikriyle; boşaltılmış bir binayı sergi mekanına dönüştürme gayesinden hareketle ortaya çıkarak farklı disiplinlerden sanatçıların resim, grafiti gibi çalışmalarının yanında binada daha önce yaşayan insanların bırakmış oldukları materyalleri de kullanarak kısa sürede nasıl bir sergi alanına dönüştürebileceği üzerine odaklanmıştır.

İsmini Nicolas Bourriaud’ın ilişkisel estetik kuramından ilhamla alan Mikrotopya; pandemi ile birlikte değişmek zorunda kalan insan ilişkilerini, sergi akışının içinde, her an yıkılması beklenen bina ile yeniden deneyimleme imkanını yaratmaktadır. Önceden planlanmayan kolektif bir hareketle beş gün içinde meydana çıkan sergi, sanat üretimi yaparken zaman zaman benzer soruları soran, cevaplarını kendi imkanları ve üretim yöntemleri ile veren sanatçıların bireysel uygulamalarını içerir. Özellikle bir konu etrafında toplanmayan on altı sanatçı; mekanın kendilerine sunduğu olanakları limitli malzemeyle ve ne zaman yıkılacağı belirsiz olan binada, kendi teknik ve sanatsal yaklaşımlarıyla açığa çıkarmıştır. Deneysel bir zeminde ilerleyen sergi her alandan izleyici kitlesini hiçbir kavramsal yönlendirmeye mecbur bırakmadan, sergiyi (binayı) izleyicinin kendisinin keşfedeceği bir sürece sokmaktadır. Bu keşif süreci tamamen izleyici ve bina arasında olmakla birlikte binanın sunduğu gereçlerle alışılagelmiş sergi izleme yöntemlerinin de dışına çıkmaktadır.

Çalışmalarını paylaşmak için bir mekana ihtiyaç duyan sanatçıların binayı özgürce kullanabilmeleri -galeriler gibi kurumsallaşmış mekanların görünmeyen keskin kurallarının olmadığı bir sergi mekanını yaratarak- izleyicilere de bir sergiden beklentilerinin ne olabileceğine dair sorular sormasına vesile olmaktadır. Sergi, binayı sanatçıların çalışmalarıyla deneyimleyen kişilere yıkıntı içerisinde, kolektif ilişkiler ağının nasıl kurulabileceğine dair göndermeler yaparken günümüz sanatının farklı açılardan yorumlanabilecek deneyim alanlarının da konumunda yer almaktadır.

Hiyerarşinin ve beklentinin olmadığı sanatsal bir eyleminin iddiasız gelişen süreci, kapılarını 1 Kasım 2020 tarihinde kamuya açmış olup bina yıkılana dek devam edecektir. Dışarıdan bakıldığında tekinsiz bir imaj çizen bu bina konforsuz haliyle, şık sergi mekanlarındaki samimiyet ve güven duygusunu izleyicinin sorgulamasına bırakıyor. Her an yıkılması beklenen binadaki sanatçılara ait çalışmalar bina ile birlikte yok olup kentsel dönüşümün bir parçası olmaya hazırken sanat eserinin dokunulmazlığı ve biricikliği konusunu yorumlamak adına izleyicilere yönlendiriyor.

İsimsiz

Bu İsimsiz enstalasyon çalışması Mikrotopya sergisi için üretilmiştir. Bağımsız bir mekanda bir bina içine kurulan sergide sanatçılar, binada buldukları nesnelerle eserlerini üretmişlerdir. Kentsel dönüşümden dolayı yıkılacak olan binanın içinde bulunan materyallerle oluşturulan çalışma apartman dairelerinin birinde gerçekleştirilmiştir.

Çalışma mekanın kendisine ait olanın yeniden yorumlanmasıyla izleyiciye geçmişten, şimdiden ve gelecekten kendisine has olanı duyumsayacağı özgür bir alan yaratırken binanın bütünü ile birlikte ele alınıp, izleyiciye kendi düşünsel sürecinde ortaklık etmeyi amaçlamıştır. Binadaki tüm çalışmalar gibi bu çalışma da bina ile birlikte yok olmuştur.

daha fazlası >>>